6 Eylül 2011 Salı

Galatasaray'da transfer bitti (!)

        Dedikodudan, duyumdan başımızın döndüğü oldukça hareketli bir transfer dönemini daha geride bıraktık. Galatasaray için bu transfer sezonunun başarılı geçtiğini söylemek yanlış olmaz sanırım. Sarı kırmızılı ekip bu dönemde 11 oyuncuyu renklerine katarken, 13 oyuncuyla yolları ayırdı. Bu transferlere toplamda 21 milyon euro harcanırken 13.1 milyon euro gelir elde edildi. Tabi bu hesap yapılırken 3-4 seneye yayılan sözleşme ücretlerini hesaba katmak Adnan Polat'ın Elano hesabından daha gerçekçi olmayacağı için sözleşme ücretleri bu hesabın dışında tutuldu. Gelen oyuncular üzerinden bir analiz yapmak istersek:



  Fernando Muslera: Galatasaray'ın yıllardır kanayan yarası olan iki bölgeden birisine yapılmış nokta atışı bir transfer olduğu söylenebilir. Henüz 25 yaşında, ülkesinin milli takımının birinci kalecisi olan ve dünyanın en iyi 10 kalecisinden biri olarak gösterilen Muslera, hazırlık maçlarındaki performansıyla taraftarın kafasındaki soru işaretlerini silmeyi başardı. İlk bakışta 6.750.000 euro + Lorik Cana'ya mal olan bonservisi fazla gibi gözükse de, Muslera'nın ileride Galatasaray'a daha büyük paralar kazandırabileceğini unutmamak lazım. Bu transferle birlikte Galatasaray'ın kalesinde artık maç kazandırabilen bir kaleci olduğunu söyleyebiliriz.

  Tomas Ujfalusi: Gelişi Forlan ve Reyes dedikodularının gölgesinde hayal kırıklığı yaratsa da, bek performansıyla büyük alkış topladı. Tek sıkıntısı Servet'le birlikte çok ağır bir ikili oluşturmaları. Bunun da önüne tecrübesiyle geçeceğini düşünüyorum. Ayrıca saha içi performansının dışında, takımı mental anlamda toparlayabilecek isimlerden biri olduğu çok açık. Bonservisi 2.000.000 euro.

  Emanuel Eboue: 8 sene boyunca onlarca Premier Lig ve Şampiyonlar Ligi maçına çıkmış bir futbolcunun kariyerinden bahsetmek mantıksız olur. Sezonun en önemli transferlerinden birisi. En önemli artısı ise çok yönlülüğü. Galatasaray Eboue'yi alarak 2-3 transfer daha yapmaktan kurtuldu. Eğer Eboue kadroya katılmasaydı, alternatif sağ bek, alternatif stoper, orta saha ve kanat transferi yapılmak zorunda kalınabilirdi. Bunların hepsinin maliyetinin Eboue'nin bonservis ücreti olan 3.500.000 euro'dan daha fazlaya mal olacağı çok açık.

  Selçuk İnan: Sezonun açık ara en önemli transferi. Böylesine kaliteli bir yerli oyuncuyu, hem de bonservis ödemeden takıma katmak büyük bir yönetim başarısı. Önümüzde ki sezon takımın bütün hücum organizasyonlarında top ayağından en az bir kere geçecektir. Bu bakımdan da noktadan da öte kilit transfer.

  Felipe Melo: Juventus'tan kiralık olarak transfer edilen Felipe Melo, üst üste iki sene yüksek bonservisle transfer yapmış, Brezilya milli takımında defalarca oynamış kaliteli bir ön libero. Tek sorunu mental olarak çok zayıf olması ve yaptığı akılalmaz hatalar. Takımı sahiplenmesi ve kendini işine vermesi durumunda oldukça faydalı olacak gibi gözüküyor. Mental eksiklikleriyle birlikte hakkında ki diğer bir soru işareti de 13.000.000 euro'luk opsiyon bedeli.

  Ceyhun Gülselam : Bonservis bedeli olmadan transfer edilen yerli bir orta saha oyuncusu. Rotasyonda sıklıkla şans bulacak ve Felipe Melo'nun en önemli alternatifi olacaktır. Göstereceği performans onun adına önemli. Ben Ceyhun'un iyi bir yedek olacağını ve yoğun geçecek bu sezonda önemli oyunculardan biri olacağını düşünüyorum.

  Engin Baytar: 1.100.000 euro'luk bonservis bedeliyle Galatasaray'ın oynadığı en büyük kumar bu sezon için. Kendisinin arızalı bir oyuncu olduğunu ilk ortaya çıktığı günden beri biliyoruz. Saha içi yetenekleri su götürmez bir gerçek ama kendini tamamen futbola vermesi gereken isimlerden birisi.

  Albert Riera Ortega: Havada uçuşan Podolski ve Arshavin iddialarından sonra gelişi hayal kırıklığı yaşatan  sol kanat oyuncusu Olympiakos'dan 3.000.000 euro'ya transfer edildi. Oyun zekasının ve adam eksiltme özelliğinin oldukça yüksek olduğunu söylemek gerek ondan bahsederken. Fakat kariyeri düşüşe geçmiş, üst düzey futbola Yunanistan ligiyle bir sene ara vermiş olduğunu es geçmemeliyiz. Benim açımdan sezonun en kapalı kutu transferi. Gelip ortalığın tozunu atarsa da, hiç birşey vermeden çekip giderse de şaşırmayacağım.

  Johan Elmander: Bonservis bedeli olmaksızın transfer edilen uzun süredir EPL'de forma giyen kariyerli bir forvet oyuncusu. Beklentiler çok fazla olmasa da sezon içinde patlama yapabileceğini ve çok kritik gollerin altına imza atacağını düşünüyorum. 10 gol barajını geçer.

  Sercan Yıldırım: Baros'la benzer özellikler taşıyan, süratli, adam eksiltme özelliği yüksek bir isim Sercan. Şu döneme kadar yüksek beklentileri karşılayamadı. Bu dönemden sonra ise kendini ispatlamak için oynaması gerekiyor. Ben sezon içinde rotasyonda yer alacağını ve bu açıdan iyi bir transfer olduğunu düşünüyorum. Özellikle yerli kalitesi yerlerde sürünen Galatasaray için.

 Özet olarak baktığımız zaman Galatasaray yönetimi bu sezon yüksek bedelli kumar oynamadan yeni bir takım kurmayı başardı. Yönetim yapılan transferler ve hocayla kurulan iletişim açısından ne kadar başarılıysa, medyaya yapılan transfer açıklamaları ve noktalandırılamayan transferler bakımından da bir o kadar acemiydi. Yine de 3 ay içinde camianın üzerinde ki bütün kara bulutlar dağıtıldı ve yeni bir takım ve yeni bir heyecanla yeni sezona girilmesi sağlandı. Tabi ki en önemli transfer Fatih Terim ile birlikte..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder